التركية - الإنجليزية
تعريف vadesinde في التركية الإنجليزية القاموس.
- when due
- vade
- maturity
- vade
- {i} prompt
- vade
- credit
- vade
- the time when one is fated to die, one's hour of death
- vade
- (Latin) dies
- borcu vadesinde ödememe
- (Ticaret) delinquency
- vade
- the day of reckoning
- vade
- expiree
- vade
- (Ticaret) parent
- vade
- fixed date
- vade
- (Ticaret) settlement date
- vade
- life
Very many religions promise life after death.
-Pek çok dinler ölümden sonra hayat vadediyor.
- vade
- the fatal date
- vade
- (Ticaret) maturity date
- vade
- redemption date
- vade
- {i} expiry
- vade
- time of payment
- vade
- matureness
- vade
- (Ticaret) payment term
- borcu vadesinde ödememek
- default on a debt
- vade
- settlement date, redemption date, maturity date; term, fixed term, fixed date; the day of reckoning, the fatal date
- vade
- due date; date of maturity
- vade
- deferment
- vade
- time
- vade
- tenor
- vade
- term, fixed period of time; prompt
- vade
- grace period, respite, delay, extension
- vade
- expiration
- vade
- date
- vade
- (Hukuk) term
What are your long term plans?
-Senin uzun vadeli planların nedir?
The money was not invested in areas where it could bring benefit over the long term.
-Uzun vadede fayda sağlayabilecek alanlara yatırım yapılmamıştı.
- vade
- usance
- vade
- mature
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف vadesinde في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- vade
- {v} to go or pass away, vanish, fade
- vade
- To fade; hence, to vanish
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف vadesinde في التركية التركية القاموس.
- Vade
- önel
- vade
- Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, mühlet, mehil
- vade
- Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, mühlet, mehil: "Villanın vadesi ocak sonunda geliyordu, değil mi?"- S. F. Abasıyanık