uzun zamandır

listen to the pronunciation of uzun zamandır
التركية - الإنجليزية
long

Tom hasn't written a letter in a long time. - Tom uzun zamandır bir mektup yazmadı.

This is what I've long wanted. - Uzun zamandır istediğim budur.

for a long time

Tom said he hadn't had a good home-cooked meal for a long time. - Tom uzun zamandır iyi bir ev yemeği yemediğini söyledi.

This is the very camera I've wanted for a long time. - Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.

for ages

I haven't seen you for ages. Do you remember when I saw you last? - Seni uzun zamandır görmedim. Seni en son ne zaman gördüğümü hatırlıyor musun?

We've been waiting for this for ages. - Uzun zamandır bunu bekliyoruz.

long since

The well has long since dried up. - Kuyu uzun zamandır kurudu.

It's been so long since I've been here. - Çok uzun zamandır buradayım.

for a long while
(deyim) for the duration
for yonks

I've been working here for yonks.

uzun zamandır görmedim
Long time no see
uzun zaman
{i} ages

It's been quite ages since we last met. - Son karşılaştığımızdan beri oldukça uzun zaman oldu.

It's been ages since I saw you last. - Seni son gördüğümden beri uzun zaman oldu.

uzun zaman
long

Without oxygen, all animals would have disappeared long ago. - Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.

I have seen that film long ago. - Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.

uzun zaman
long time

A long time ago, there was a bridge here. - Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.

Tom hasn't written a letter in a long time. - Tom uzun zamandır bir mektup yazmadı.

uzun zaman
yonks
التركية - التركية

تعريف uzun zamandır في التركية التركية القاموس.

Uzun zaman
(Osmanlı Dönemi) MELİYY
uzun zamandır
المفضلات