Tom hasn't written a letter in a long time.
- Tom uzun zamandır bir mektup yazmadı.
Tom has known Mary a long time.
- Tom uzun zamandır Mary'yi tanıyor.
This word has been in my notebook for a long time.
- Bu kelime uzun zamandır not defterimde.
I've been living here for a long time.
- Uzun zamandır burada yaşıyorum.
We've been waiting for this for ages.
- Uzun zamandır bunu bekliyoruz.
What I really needed was to spend a bit of time with my best mates Tom and Mary, who I've known for ages.
- Gerçekten ihtiyacım olan şey, uzun zamandır tanıdığım en iyi arkadaşlarım Tom ve Mary ile biraz zaman geçirmekti.
It's been so long since I've been here.
- Çok uzun zamandır buradayım.
The well has long since dried up.
- Kuyu uzun zamandır kurudu.
I've been working here for yonks.
It's been ages since I saw you last.
- Seni son gördüğümden beri uzun zaman oldu.
I haven't had a boyfriend in ages.
- Uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok.
I have seen that film long ago.
- Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.
It's been a long time since I visited my grandmother.
- Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
They haven't heard from him in a long time.
- Ondan uzun zaman haber alamadılar.
Tom hasn't written a letter in a long time.
- Tom uzun zamandır bir mektup yazmadı.