uzun süredir

listen to the pronunciation of uzun süredir
التركية - الإنجليزية
for a long while
for so long

I've been waiting for this for so long. - Uzun süredir bunu bekliyorum.

(deyim) for the duration
of old
uzun süre
{i} ages

Tom hasn't seen Mary in ages. - Tom uzun süre Mary'yi görmedi.

I haven't seen you for ages. - Uzun süredir seni görmedim.

uzun süre
a long time

They have lived here for a long time. - Onlar uzun süredir burada yaşıyor.

The room has been empty for a long time. - Oda uzun süredir boş.

uzun süre
long period of time
uzun süre
aeon

I've been looking for a nice satin scarf like that for aeons. - Uzun süredir böyle güzel bir saten fular arıyorum.

...den uzun bir süredir
for more than
uzun süre
heaps of time
uzun süre
long time

The room has been empty for a long time. - Oda uzun süredir boş.

It will take a long time to suppress the revolt. - Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.

uzun süre
long term

I suppose it's different when you think about it over the long term. - Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.

uzun süre
donkey's years

I haven't seen you in donkey's years! - Uzun süredir seni görmedim!

uzun süre
long

They have lived here for a long time. - Onlar uzun süredir burada yaşıyor.

I saw that film long ago. - Uzun süre önce o filmi izledim.

التركية - التركية

تعريف uzun süredir في التركية التركية القاموس.

Uzun süre
uzun boylu
uzun süredir
المفضلات