uzan

listen to the pronunciation of uzan
التركية - الإنجليزية
lain

This is the first time I've ever lain on this grass. - Bu çime ilk kez uzandım.

{f} lying

Tom is lying on the grass under an apple tree. - Tom elma ağacının altında çimin üzerinde uzanıyor.

I found my dog lying under the tree in our yard. - Köpeğimi bahçemizdeki ağacın altında uzanırken buldum.

{f} lie

As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds. - Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.

The island lies to the west of Japan. - Ada Japonya'nın batısına doğru uzanır.

şehirden çok uzan yer
outback
uzan
المفضلات