uzaklaşma

listen to the pronunciation of uzaklaşma
التركية - الإنجليزية
remove
going far/away; alienation (from)
retiring from
revulsion
estrangement
becoming distant
divergency
divergence
diverge
(Pisikoloji, Ruhbilim) abduction
going away
alienation
aberration
going far
(Jeoloji) drift

Sami wanted to walk away from his problems and become a drifter. - Sami, sorunlarından uzaklaşmak ve serser olmak istiyordu.

{i} secession
digression
uzaklaşmak
move away

I want to move away from here. - Buradan uzaklaşmak istiyorum.

uzaklaşmak
walk away

Sami wanted to walk away from his problems and become a drifter. - Sami, sorunlarından uzaklaşmak ve serser olmak istiyordu.

uzaklaşmak
to go far, to go away; to grow away from; to digress; to be estranged/alienated
uzaklaşmak
drift apart
uzaklaşmak
wander off
uzaklaşmak
withdraw
uzaklaş
(Bilgisayar) zoom out
uzaklaşmak
move off
uzaklaşmak
stray
uzaklaşmak
diverge
uzaklaşmak
digress
uzaklaşmak
depart
uzaklaşmak
draw away
uzaklaşmak
gone away
uzaklaşmak
go away
uzaklaşmak
apart
uzaklaş
went away
uzaklaş
go away

Pick up your things and go away. - Eşyalarını al ve uzaklaş.

Please go away and stop annoying me. - Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak.

uzaklaş
gone away
uzaklaş
walk away

All she could do was watch him walk away. - Onun bütün yapabildiği onun uzaklaşmasını izlemekti.

Don't let Tom walk away. - Tom'un uzaklaşmasına izin verme.

uzaklaşmak
recede
uzaklaşmak
grow away from
birbirinden uzaklaşma (akım)
diffluence
duygusal uzaklaşma
(Pisikoloji, Ruhbilim) affective withdrawal
psikolojik uzaklaşma
(Ticaret) psychological withdrawal
uzaklaş
avaunt
uzaklaş
digress

After digressing, he returned to the subject. - Konudan uzaklaştıktan sonra konuya geri döndü.

uzaklaşmak
to avoid having contact with
uzaklaşmak
wander away
uzaklaşmak
to leave, go away from; to quit
uzaklaşmak
retire
uzaklaşmak
wander
uzaklaşmak
walk off
uzaklaşmak
become distant
uzaklaşmak
to grow distant, become distant, fade into the distance; to recede, diminish
uzaklaşmak
to become a stranger to, come to have little in common with
التركية - التركية
Uzaklaşmak durumu
(Osmanlı Dönemi) BÜTU'
(Osmanlı Dönemi) TERAHİ
Uzaklaşmak
ıraklaşmak
Uzaklaşmak
(Osmanlı Dönemi) TENEZZÜH
Uzaklaşmak
(Osmanlı Dönemi) MÜŞAABE
uzaklaşmak
Yabancılaşmak, ilgisi azalmak: "Bu genç kız yaşasaydı, sevdiği adamın günden güne kendisinden uzaklaştığını görecekti."- R. N. Güntekin
uzaklaşmak
Bir şeyden, bir yerden veya kimseden ayrılıp uzağa gitmek: "Yürüyüp gittiğini görmemek için uzaklaştı."- R. H. Karay
uzaklaşmak
Ayrılıp uzağa gitmek
uzaklaşmak
Yabancılaşmak, ilgisi azalmak
uzaklaşmak
(Osmanlı Dönemi) tebâud
uzaklaşma
المفضلات