I fell asleep while studying at my desk.
- Masamda çalışırken uykuya daldım.
While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.
- Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.
The poet compared death to sleep.
- Şair ölümü uykuya benzetti.
I always feel sleepy.
- Her zaman uykulu hissederim.
Tom is about to fall asleep.
- Tom uykuya dalmak üzere.
It's hard to fall asleep on stormy summer nights.
- Bu fırtınalı yaz gecelerinde uykuya dalmak zordur.
It's hard to fall asleep on stormy summer nights.
- Bu fırtınalı yaz gecelerinde uykuya dalmak zordur.
It took me a long time to fall asleep.
- Uykuya dalmak uzun zamanımı aldı.
A few hours nap will do you good.
- Birkaç saatlik uyku sana iyi gelecektir.
I laid down for a short nap and fell asleep for two hours.
- Biraz kestirmek için uzandım ve iki saatlik bir uykuya daldım.
Tom can't get out of his sleeping bag. The zipper is stuck.
- Tom uyku tulumundan çıkamıyor. Fermuar sıkışmış.
Dalida died from an overdose of sleeping pills.
- Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
He fell into a slumber inadvertently.
- O istemeden uykuya daldı.
At the end of the sleep the dormant awakes.
- Uykunun sonunda uyuyan uyanır.
I want you to get a good night's rest.
- Ben iyi bir gece uykusu uyumanı istiyorum.