uygulanmış

listen to the pronunciation of uygulanmış
التركية - الإنجليزية
(Biyokimya) applied
fulfilled
implemented
performed
carried out
exercised
unimplemented
uygula
{f} implement

The merger was implemented on a 50-50 ratio. - Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.

Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out. - Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

When it comes to science, practice is more important than theory. - Bilime gelince, uygulama teoriden daha önemlidir.

He practiced every day at home. - O, evde her gün uygulama yaptı.

uygula
apply

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

uygula
{f} applied

She applied what she had learned in class to the experiment. - O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.

She applied a bandage to the wound. - Yaraya bir bandaj uyguladı.

uygula
{f} implementing
'angıvant uygulanmış
'Angıvant applied
elektroforez uygulanmış
electrophoresed
elektroliz uygulanmış
electrolyzed
elektroliz uygulanmış
electrolysed
uygula
apply to

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

uygulanmış
المفضلات