uygulanan

listen to the pronunciation of uygulanan
التركية - الإنجليزية
applied
practical
adopted
practiced
practised

Swimming is a sport that is practised in water. - Yüzme suda uygulanan bir spordur.

uygulanan basınç
applied pressure
uygulanan gerilim
applied pressure
uygulanan güç
applied power
uygulanan kuvvet
applied force
uygulanan şok
applied shock
uygula
{f} implement

The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular. - Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

herkese aynı uygulanan
(Ticaret) across-the-board
uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

When it comes to science, practice is more important than theory. - Bilime gelince, uygulama teoriden daha önemlidir.

He practiced every day at home. - O, evde her gün uygulama yaptı.

uygula
apply

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

uygula
{f} applied

This rule cannot be applied in every case. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

She applied a bandage to the wound. - Yaraya bir bandaj uyguladı.

uygula
{f} implementing
anket uygulanan grup
panel
derialtına uygulanan
hypodermic
fiyata göre resim uygulanan tarife
sliding scale
uygula
apply to

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.

Does it only apply to masculine nouns? - Bu sadece eril isimlere mi uygulanır?

vajinayı temizlemek için uygulanan sıvı
vaginal douche
yahudilere uygulanan soykırım
holocaust
uygulanan
المفضلات