uygulanır

listen to the pronunciation of uygulanır
التركية - الإنجليزية
applies

This is a law, so it applies to everybody. - Bu bir yasadır, bu yüzden herkese uygulanır.

third-person singular of apply
uygula
{f} implement

The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular. - Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

He practiced every day at home. - O, evde her gün uygulama yaptı.

When it comes to science, practice is more important than theory. - Bilime gelince, uygulama teoriden daha önemlidir.

uygula
apply

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

Can we apply this rule in this case? - Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?

uygula
{f} applied

She applied a bandage to the wound. - Yaraya bir bandaj uyguladı.

This rule cannot be applied in every case. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

uygula
{f} implementing
bu tüzük Üye Devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır
(Hukuk) this Regulation shall be binding in its entirety and directly applicable in the Member States
uygula
apply to

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

uygulanır
المفضلات