This is a law, so it applies to everybody.
- Bu bir yasadır, bu yüzden herkese uygulanır.
The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
He practiced every day at home.
- O, evde her gün uygulama yaptı.
When it comes to science, practice is more important than theory.
- Bilime gelince, uygulama teoriden daha önemlidir.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.
Can we apply this rule in this case?
- Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
She applied a bandage to the wound.
- Yaraya bir bandaj uyguladı.
This rule cannot be applied in every case.
- Bu kural her durumda uygulanamaz.
This rule doesn't apply to first-year students.
- Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.