uyduruk

listen to the pronunciation of uyduruk
التركية - الإنجليزية
made-up
sloppy
fiction
contrived
(Argo) crook
flimsy
trumped up
made up

Tom's mind is made up. - Tom'un düşüncesi uyduruk.

fictitious
{k} made-up, invented, fabricated
fake
invented
made-up, fake, invented, sloppy
ragged
newfangled
madeup
uyduruk bir biçimde
sloppily

He glued the vase together sloppily. - O, vazoyu uyduruk bir biçimde birlikte yapıştırdı.

You do things too sloppily. Please do things more carefully. - İşleri çok uyduruk bir biçimde yapıyorsun. Lütfen işleri daha dikkatli yap.

uyduruk bir şekilde
contrivedly
uyduruk bir şekilde
fictitiously
uyduruk deyim
coinage
uyduruk
patchwork
uyduruk kaydırık yapmak
fudge
التركية - التركية
Aslı olmayan, uydurma şey, sania: "Liseyi zar zor bitirmiş, uyduruk işlerde yıllarca sürünmüştü."- S. Dölek
Aslı olmayan, uydurma şey, sania
bidat
uyduruk
المفضلات