You just have to adapt.
- Sadece uyarlamak zorundasın.
There must be adaptations in translations.
- Çevirilerde uyarlamalar olmalıdır.
This film is an adaptation of a novel.
- Bu film, bir roman uyarlamasıdır.
The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
- ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
He tried to adapt himself to his new surroundings.
- Kendini yeni çevresine uyarlamaya çalıştı.
He adapted the story for children.
- O, hikayeyi çocuklar için uyarladı.
This book is adapted for children.
- Bu kitap çocuklar için uyarlanmıştır.