uyan!

listen to the pronunciation of uyan!
التركية - الإنجليزية
(deyim) get on the stick
suitable
(Bilgisayar,Teknik) compatible
warning
stimulation
{f} waking

Don't bother waking me up at 4:00 a.m. I don't plan to go fishing tomorrow. - Sabah 4:00'te beni uyandırmak için zahmet etmeyin. Yarın balık tutmaya gitmeyi planlamıyorum.

I've been having trouble waking up. - Uyanmakta zorlanıyorum.

{f} woken

He seemed to have just woken up from a dream. - Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.

When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up. - Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.

{i} conforming
observant
{f} woke

My mother woke me up saying It's a quarter past seven. - Annem saat 07:15 diyerek beni uyandırdı.

When I woke up, I was sad. - Uyandığımda üzgündüm.

{f} waked
{f} wake

The alarm clock wakes me at seven. - Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.

Please wake me at six. - Lütfen altıda beni uyandır.

in keeping
pertaining to
correspondent
corresponding
coincident
in harmony
regardful
matching

The police found a truck matching that description. - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.

uyan!
المفضلات