utan

listen to the pronunciation of utan
التركية - الإنجليزية
shame on you
{f} abashed
{f} blush

Stop looking at me like that, you'll make me blush. - Bana öyle bakmayı kes, beni utandıracaksın.

With joy and shame, she blushed to her ears. - Sevinç ve utanç ile o, kulaklarına kadar kızardı.

{f} blushing
{f} ashamed

I'm ashamed to say that it's true. - Onun gerçek olduğunu söylemeye utandım.

I'm not ashamed of my father being poor. - Babamın fakir olmasından utanmıyorum.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف utan في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

orang-utan
An orang-utan is an ape with long reddish hair that comes from Borneo and Sumatra
السويدية - التركية
olada
ezeli
olmasaydı
onsuz
yapılmadan
olmadan
sensiz
gerek kalmadan
kullanmadan
olmaksızın
bırakmadan
yoklu
الإنجليزية - التركية

تعريف utan في الإنجليزية التركية القاموس.

orang utan
orangutan
utan
المفضلات