usually with the definite article

listen to the pronunciation of usually with the definite article
الإنجليزية - التركية

تعريف usually with the definite article في الإنجليزية التركية القاموس.

west
garp
west
{i} batı ülkeleri

Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular. - They communicated with the Western countries.

Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor. - Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.

west
batıya

Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu. - A long caravan of camel was heading to the West.

Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı. - Many men set out for the West in search of gold.

west
batı

Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı. - West Berlin would remain free of Soviet control.

Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var. - In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.

west
garba doğru
west
batıda

Güneş Batıdan batıyor. - The sun is sinking in the west.

Gün batımı batıda parlıyor. - The sunset glows in the west.

west
{s} batıdaki

Batıdaki erkekler genellikle viski içer. - Generally men in Westerns drink whisky.

west
batısında

Onun ordusu, Mississippi Nehri'nin batısındaydı. - His army was west of the Mississippi River.

Şehrin on mil batısında bir taş ocağı var. - There's a rock quarry ten miles west of town.

west
{s} batı. z. batıya doğru: go west batıya doğru gitmek
west
{i} batı rüzgârı
west
batıya doğru

Uçak, batıya doğru uçtu. - The plane flew toward the west.

Gemi, batıya doğru seyrediyor. - The ship is sailing to the west.

west
{s} batıdan esen
الإنجليزية - الإنجليزية
west
usually with the definite article

    الواصلة

    u·su·al·ly with the de·fi·nite ar·ti·cle

    التركية النطق

    yujıli wîdh dhi defınıt ärtıkıl

    النطق

    /ˈyo͞oᴢʜəlē wəᴛʜ ᴛʜē ˈdefənət ˈärtəkəl/ /ˈjuːʒəliː wɪð ðiː ˈdɛfənət ˈɑːrtəkəl/
المفضلات