Tom çoğunlukla sekiz saat uyur.
- Tom usually sleeps eight hours.
Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler.
- Buses in the country don't usually come on time.
Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
- Bats usually fly in the dark.
Genellikle saat kaçta kalkarsın?
- What time do you usually get up?
Yarasalar genelde karanlıkta uçar.
- Bats usually fly in the dark.
Genelde saat ondan önce yatarım.
- I usually go to bed before ten.
Ağrı için olağan neden nedir?
- What is the usual cause for the pain?
Bu soğuk hava haziran için olağan değil.
- This cold weather isn't usual for June.
Tom çoğunlukla sekiz saat uyur.
- Tom usually sleeps eight hours.
Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.
- What you say is usually true.
Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.
- Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.
Tom genellikle klasik müzik dinler.
- Tom usually listens to classical music.
Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
- As usual, the physics teacher was late for class.
Gelecek Cuma her zamanki poker oyunumuza gelecekmisin?
- Will you come to our usual game of poker next Friday?
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- They're late, as usual.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- She came late as usual.
Except for one or two days a year, he usually walks to work.
... a surge of idea, a surge of inspiration. It's usually something I'm going through at the ...
... field usually employ seasonal workers from eastern europe anthony enjoying the ...