Bizim öğretim yöntemlerini güncelleştirmek zorundayız.
- We have to update our teaching methods.
Bu güncelleştirme bu sabah saat 10'da yayınlanacak.
- This update will be released at 10 o'clock this morning.
O bir yazılım güncelleştirmesi indirdi.
- He downloaded a software update.
Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for them to update their system.
Bu konuda herhangi bir güncelleme var mı?
- Are there any updates on this issue?
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for them to update their system.
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
Tom Websitesini güncellemelidir.
- Tom needs to update his website.
Yazılımım güncellendi mi?
- Was my software updated?
Yazılımım güncellendi mi?
- Has my software been updated?
Bizi güncellenmiş tuttuğun için teşekkürler.
- Thanks for keeping us updated.
Lütfen bizi güncellenmiş tutun.
- Please keep us updated.
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
O bir yazılım güncelleştirmesi indirdi.
- He downloaded a software update.
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
Sen bile aygıt yazılımını güncelleştirmedin.
- You haven't even updated the firmware?
Onun yemek kitabının güncelleştirilmiş sürümünü tercih ederim.
- I prefer the updated version of his cookbook.
I need to update my records to take account of the most recent transaction.
I just made an update to my blog about my trip to Rome.
I just made an update to the Wikipedia article on gorillas.
He gave me an update on the situation in New York.
Update me on what happened while I was away.
... I kind of rewrote some things and updated it. And when we put it out as a single, it's ...
... Pages are updated. ...