unwavering from a course of action

listen to the pronunciation of unwavering from a course of action
الإنجليزية - التركية
eylem dersten tereddütsüz
intent
niyet

Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı. - The man attacked her with the intention of killing her.

O, otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor. - She says she has no intention of having a baby until she's in her thirties.

intent
{i} amaç

Onların amaçları açıktır. - Their intentions are obvious.

Amaçlarını bilmem gerekiyor. - I need to know your intentions.

intent
{i} gaye
intent
{s} niyetli

Fransızca öğrenmeye niyetli. - She is intent on mastering French.

Fransızca öğrenmeye niyetlidir. - He has been intent on learning French.

intent
azimli
intent
dikkatli
intent
dik

Tom dikkatle dinledi. - Tom listened intently.

Tom'dan başka herkes dikkatle dinledi. - Everyone but Tom listened intently.

intent
{i} kasıt

Onun hatası kasıtlıydı. - His mistake was intentional.

Onun kasıtlı olmadığına eminim. - I'm sure that wasn't intentional.

intent
(sıfat) niyetli, istekli, hevesli, kararlı, meşgul, dalmış, dikkatli
intent
{s} kararlı
intent
{s} istekli
intent
{s} dalmış
intent
(Mukavele) niyet, maksat
intent
{s} hevesli
intent
intently dikkatle
intent
(isim) niyet, maksat, amaç, gaye, kasıt
الإنجليزية - الإنجليزية
intent
unwavering from a course of action

    الواصلة

    un·wa·ver·ing from a course of ac·tion

    التركية النطق

    ınweyvırîng fırm ı kôrs ıv äkşın

    النطق

    /ənˈwāvərəɴɢ fərm ə ˈkôrs əv ˈaksʜən/ /ənˈweɪvɜrɪŋ fɜrm ə ˈkɔːrs əv ˈækʃən/
المفضلات