unwanted, uninvited, undesirable

الإنجليزية - التركية

تعريف unwanted, uninvited, undesirable في الإنجليزية التركية القاموس.

المصطلحات ذات الصلة

unwelcome

istenilmeyen

unwelcome

nahoş

unwelcome

{s} nahoş, tatsız: unwelcome news tatsız haber

unwelcome

{s} hoş karşılanmayan

unwelcome

{s} tatsız

Seni tatsız hissettirdiysem üzgünüm. - I'm sorry if I made you feel unwelcome.

Tom bizi tatsız hissettirdi. - Tom made us feel unwelcome.

unwelcome

{s} istenmeyen

Müşterimiz dışarıdan istenmeyen bakışları önlemek amacıyla iç avlusu olan bir ev inşa etmek istiyor. - Our client wants to build a house with an internal courtyard in order to avoid unwelcome gazes from the outside.

unwelcome

{s} hoş karşılanmayan, istenmeyen (kimse): unwelcome guest istenmeyen misafir

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف unwanted, uninvited, undesirable في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

{s} unwelcome

الواصلة

unwanted, uninvited, un·de·sir·a·ble