unvarying; all the same

listen to the pronunciation of unvarying; all the same
الإنجليزية - التركية

تعريف unvarying; all the same في الإنجليزية التركية القاموس.

uniform
üniforma

Okul kuralları öğrencilerin okul üniformaları giymelerini gerektiriyor. - The school rules require students to wear school uniforms.

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir. - While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.

uniform
yeknesak
uniform
üniforma giydirmek
all the same
ne olursa olsun
uniform
(Otomotiv) eşit dağılımlı
uniform
(Biyokimya) birbiçim
uniform
yeknesaklaştırmak
uniform
bir kararda
uniform
(İnşaat) eş oran
uniform
üniform

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir. - While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.

O okul üniformaları kaldıracak. - That school is going to do away with uniforms.

all the same
yine de

Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim. - I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same.

O çok iyi bir iş yapmıyor. Yine de, onun elinden geleni yaptığını kabul etmelisin. - He's not doing a very good job. All the same, you've got to admit that he's doing his best.

all the same
fark yok
uniform
tek biçimli
uniform
düzenli

Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor. - The firm provides its workers with their uniforms, but they are expected to have them regularly cleaned.

uniform
aynı

Öğrencilerin hepsi aynı üniformayı giymek zorundadırlar. - All of the students have to wear the same uniform.

Adam arabasını aynı hızda sürdü. - The man drove his car at a uniform speed.

uniform
birörnek
all the same
Yine de, bununla birlikte, buna rağmen: "He told her not to do it, but she did it all the same. - Ona yapmamasını söyledi, fakat o yine de yaptı."
uniform
(Mühendislik) düzgün, tek biçimli
all the same
farketmez
all the same
hepsi bir

İnsanlar hepsi bir değil. - People aren't all the same.

all the same
(deyim) bununla beraber
uniform
{s} değişmeyen
uniform
düzenli,tekdüze
uniform
birörnek, tekbiçimli, tekşekilli, aynı: All the boxes are of a uniform size, shape and weight. Bütün kutuların boyu, biçimi ve ağırlığı
uniform
{s} bir örnek
uniform
{i} resmi elbise
uniform
out of uniform üniforması eksik
الإنجليزية - الإنجليزية
uniform
all the same
Anyway; nevertheless; nonetheless

He knew it was risky, but he did it all the same.

all the same
everything is identical, everything is the same
all the same
despite anything to the contrary (usually following a concession); "although I'm a little afraid, however I'd like to try it"; "while we disliked each other, nevertheless we agreed"; "he was a stern yet fair master"; "granted that it is dangerous, all the same I still want to go"
unvarying; all the same
المفضلات