until; till

listen to the pronunciation of until; till
الإنجليزية - التركية

تعريف until; till في الإنجليزية التركية القاموس.

while
sırasında

Sürüş sırasında yola odaklanman gerekir. - While you drive, you should focus on the road.

Tom yürüyüş sırasında ayak bileğini burktu. - Tom sprained his ankle while hiking.

while
iken

Eşi ameliyatta iken, ben ona eşlik ettim. - I kept him company while his wife was in surgery.

Tom Boston'da iken cüzdanını çaldırdı. - Tom had his wallet stolen while he was in Boston.

while
olduğu halde
while
halbuki
unto
e kadar
unto
-e doğru
while
esnasında

Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın. - Please do not talk to the driver while he's driving.

while
-e karşın
while
-e rağmen
unto
eski
unto
bkz.to
while
süre

Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır. - While there is life, there is hope.

Soruyu bir süre düşünüp taşındı. - She pondered the question for a while.

while
-iken
while
oysa
Until when? till when
{k} bak
while
while boşa geçir
while
(isim) zaman, vakit, süre
while
kadar

Mağaza açılıncaya kadar bir süre beklemekten başka seçeneğimiz yoktu. - We had no choice but to wait for a while until the store opened.

Sadece bir süre burada dinlenelim, ayaklarım o kadar çok ağrıyor ki yürüyemiyorum. - Let's just rest here for a little while, my feet are aching so much I can't walk.

while
iken, -ken: While he was in Antalya, Hülya stayed with her mother. O Antalya'dayken Hülya annesinde kaldı. Every morning while running
while
bağ

Araba sürerken emniyet kemerini bağla. - Fasten your seat belt while driving.

O dükkana giderken köpeğini ağaca bağladı - He tied his dog up to the tree while he went into the store.

while
bazen

Bazen yeni şeyleri denemek iyidir. - It's good to try new things once in a while.

الإنجليزية - الإنجليزية
while
unto