unsuitable, incongruous; unseemly; improper, incorrect

listen to the pronunciation of unsuitable, incongruous; unseemly; improper, incorrect
الإنجليزية - التركية

تعريف unsuitable, incongruous; unseemly; improper, incorrect في الإنجليزية التركية القاموس.

inappropriate
{s} uygun olmayan

Tom çoğunlukla uygun olmayan zamanlarda aptalca şeyler söylüyor. - Tom often says stupid things at inappropriate times.

Eğer orkidenin sarımsı yaprakları varsa, bu onun uygun olmayan bir yere koyulduğu anlamına gelir. - If your orchid has yellowish leaves, it means that it was placed in inappropriate location.

inappropriate
yakışıksız

Tom'un söylediği yakışıksızdı. - What Tom said was inappropriate.

inappropriate
{s} uygunsuz

Tom uygunsuz dil kullandı. - Tom used inappropriate language.

Onda uygunsuz bir şey görmüyorum. - I don't see anything inappropriate in that.

inappropriate
münasebetsiz
inappropriate
biçimsiz
inappropriate
{s} yersiz

Tom Uluslararası Kadınlar Günü için Mary'ye bir demet gül getirdi, ama o bunu yersiz buldu. - Tom brought a bunch of roses for Mary for International Women's Day, but she found it inappropriate.

Onun eleştirisi tamamen yersizdi. - His critique was totally inappropriate.

inappropriate
{s} uymaz
inappropriate
münasebetsizlik
inappropriate
inappropriatenessuygunsuzluk
inappropriate
inappropriatelyyakışık almaz bir şekilde
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} inappropriate
unsuitable, incongruous; unseemly; improper, incorrect
المفضلات