Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür.
- A man's body dies, but his soul is immortal.
Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.
- Millions long for immortality who do not know what to do with themselves on a rainy Sunday afternoon.
Sen benim sonsuz sadakatime sahipsin, Kaptan.
- You have my undying loyalty, Captain.
Tom ona duyduğu ölümsüz aşkın bir simgesi olarak Mary'ye bir sonsuzluk yüzüğü satın aldı.
- Tom bought an eternity ring for Mary, as a token of his undying love for her.
Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür.
- Change alone is eternal, perpetual, immortal.
Sonsuza dek ölümsüz olacağım.
- I will forever be immortal.
Tom swore his undying love to Mary.
- Tom schwor Maria seine unsterbliche Liebe.