unresolved; not settled or finished

listen to the pronunciation of unresolved; not settled or finished
الإنجليزية - التركية

تعريف unresolved; not settled or finished في الإنجليزية التركية القاموس.

outstanding
{s} seçkin

Tom seçkin bir iş yaptı. - Tom did an outstanding job.

O seçkin bir şairdir. - She is an outstanding poet.

outstanding
kalmış (borç)
outstanding
muallakta
outstanding
(Ticaret) borcun ödenecek ana parası
outstanding
(Ticaret) henüz ödenmemiş
outstanding
(Ticaret) kapatılmamış
outstanding
(Ticaret) kapanmamış hesap
outstanding
(Sigorta) muallak
outstanding
diğerlerinden iyi
outstanding
henüz yapılmamış
outstanding
yarım kalmış
outstanding
çok iyi

Onun matematikteki yeteneği çok iyi. - His ability in mathematics is outstanding.

outstanding
{s} kalburüstü
outstanding
{s} ödenmemiş

10 dolarlık ödenmemiş bir borcum var. - I have an outstanding debt of 10 dollars.

outstanding
{s} tamamlanmamış
outstanding
göze çarpan
outstanding
{s} askıda
outstanding
duran/çarpıcı/seçkin
الإنجليزية - الإنجليزية
outstanding
unresolved; not settled or finished
المفضلات