unknown; undiscovered

listen to the pronunciation of unknown; undiscovered
الإنجليزية - التركية

تعريف unknown; undiscovered في الإنجليزية التركية القاموس.

ignorant
bilgisiz

O, yemek pişirmede oldukça bilgisizdir. - She is quite ignorant of cooking.

ignorant
cahil

Çok cahil olduğu için ona gülündü. - He was laughed at for being so ignorant.

Bilgili insanlar cahil insanları küçümseme eğilimindedir. - The learned are apt to despise the ignorant.

ignorant
okumamış
ignorant
bihaber
ignorant
eğitimsiz
ignorant
tahsilsiz
ignorant
inceliksiz
ignorant
görgüsüz
ignorant
bilisiz
ignorant
kaba

O kaba, kibirli ve cahil. - He's rude, arrogant and ignorant.

ignorant
görgüsüz/cahil
ignorant
{s} habersiz

Kasabanın tahrip edildiği gerçeğinden habersizdi. - He was ignorant of the fact that the town had been destroyed.

O, gerçekten habersizdi. - He was ignorant of the fact.

ignorant
{s} pek bilgisi olmayan, cahil, bilgisiz
ignorant
{s} bilmez
ignorant
{s} bilgisizlikten ileri gelen
الإنجليزية - الإنجليزية
ignorant
unknown; undiscovered
المفضلات