Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
- The commander exposed his men to gunfire.
Şimdi her şey ortada.
- Now everything's exposed.
Tepe ortada, ağaçsız.
- The hill is exposed, with no trees.
Her zaman birtakım tehlikeye maruz kalırız.
- We are always exposed to some kind of danger.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.
Having unprotected sex is dangerous.
- Es ist gefährlich, ungeschützt den Beischlaf zu vollziehen.
The female warrior's armor seemed to leave many parts of her body unprotected.
- Die Rüstung der Kriegerin schien ihren Körper zu großen Teilen ungeschützt zu lassen.