O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
- I'm certain that your intentions are honorable.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
O belirli bir gangster tarafından tehdit edilmektedir.
- He is threatened by a certain gangster.
Buraya ne zaman geldiği kesin değil.
- It is not certain when he came here.
Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
- You can certainly swim in the lake, but there is no sense in doing so.
Belli bir noktadan sonra her şey biraz daha zor oldu.
- After a certain point, everything became a little more difficult.
Bizim sınıfta belli bir çocuktan etkileniyorum.
- I am attracted to a certain boy in my class.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Herhangi bir kış gününde ona rastladım.
- I met her on a certain winter day.
Tom kesinlikle bugün geleceğini herhangi birinin bilmesine izin vermedi.
- Tom certainly didn't let anyone know that he was arriving today.