Biz hâlâ temel sorunu çözmek zorundayız.
- We still have to solve the underlying problem.
Köpeğimi bahçemizdeki ağacın altında uzanırken buldum.
- I found my dog lying under the tree in our yard.
Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?
- Is the cat on the chair or under the chair?
Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.
- The young woman under that tree looks sad.
Bir ağacın altına oturdular.
- They sat under a tree.
Masanın altından bir kedi çıktı.
- A cat appeared from under the desk.
Maru emekleyerek masanın altından geçti.
- Maru crawled out from under the table.
Bazı kitaplarla, ben daha fazla okudukça, ben onları daha az anlıyorum.
- With some books, the more I read them, the less I understand them.
Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.
- The young woman under that tree looks sad.
Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
- He hid his toys under the bed.
Kraliyet mücevherleri kilit ve anahtara bağlı tutulur.
- The royal jewels are kept under lock and key.
O,oyucaklarını yatağın altına sakladı.
- He hid his toys under the bed.
Altına bizim sınıftaki öğrencilerin adlarını yazdık.
- Underneath we wrote the names of the students in our class.
Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.
- Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly.
Anlamam için yardımcı ol.
- Help me to understand.
Sanırım astlarıma öğüt dağıtmak zorunda olduğum yaşa ulaştım.
- I guess I've reached the age where I have to dispense advice to my underlings.
O üstlerine karşı yaltakçı ve astlarına karşı kibirlidir.
- He is obsequious to the higher ups and arrogant towards his underlings.
ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
- According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
Görevi anlıyor musun?
- Do you understand the mission?
Benim evim inşaat halinde.
- My house is under construction.
Keşke biz onu ziyaret ettiğimizde kule inşaat halinde olmasaydı.
- I wish the tower hadn't been under construction when we visited it.
Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.
- There was a watermill under the dam.
O otuzdan aşağı olamaz.
- He can't be under thirty.
O oldukça eksik bir beyan.
- That's quite an understatement.
İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.
- The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function.
İçkinin etkisi altında araba sürme.
- Don't drive under the influence of drink.
Alkolün etkisi altındayken asla yüzme.
- Never swim while under the influence of alcohol.
Onun emrinde çalışmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve than work under him.
Many nursery rhymes have an underlying meaning.
We dug down to the underlying rock.
Points and straight lines are underlying elements of geometry.
He served in World War II under General Omar Bradley.
Where's the subway station?
- Where's the underground station?
I live within spitting distance of the subway station.
- I live within spitting distance of the underground station.
... a technological solution, the underlying premise is that ...
... to leave the underlying computer and its programs intact, so that when the owner takes it back, ...