Çocuklarım birer nimet.
- Mis hijos son una bendición.
Haritadaki kırmızı hat bir demiryolunu temsil ediyor.
- La línea roja en el mapa representa una vía férrea.
O hiç kötü bir deneyim yaşamadı.
- Ella nunca ha tenido una mala experiencia.
O, ona bir bisiklet kullanmasını tavsiye etti.
- Ella le aconsejó que usara una bicicleta.
Uluslararası bir dil insanlık için oldukça kullanışlı olurdu.
- Una lengua internacional sería de enorme utilidad para la humanidad.
Kutuyu açmak için bir anahtara ihtiyacın var.
- Necesitas una llave para abrir la caja.
Bir anahtara ihtiyacın olacak.
- Necesitarás una llave.
And false Duessa in her sted had borne,.