umutsuzluk

listen to the pronunciation of umutsuzluk
التركية - الإنجليزية
hopelessness
despair

The leader gave up the plan in despair. - Lider umutsuzluk içinde plandan vazgeçti.

To hope is better than to despair. - Umutlanmak umutsuzluktan iyidir.

desperation

Desperation has led him to risk his life. - Umutsuzluk, hayatını tehlikeye atmasına neden oldu.

It was an act of desperation. - O bir umutsuzluk eylemiydi.

desperateness
demoralisation
despondancy
blight
self-despair
despondence
slough
hopelessness, desperation, despair, despondency ümitsizlik
despondency
dismay
self despair
bleakness
despond
brokenheartedness
tam umutsuzluk
blank despair
التركية - التركية
Umutsuz olma durumu, ümitsizlik, meyusiyet: "Orta sınıf yarı umutsuzluk içinde bir başka mucize bekler."- F. R. Atay
Umutsuz olma durumu, ümitsizlik, meyusiyet
ümitsizlik
umutsuzluk
المفضلات