تعريف ulusça في التركية الإنجليزية القاموس.
- ulus
- nation
Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
The French government has launched an online game that challenges taxpayers to balance the national budget.
- Fransız hükümeti, ulusal bütçeyi vergi mükelleflerinin dengelemesi için meydan okuyan online bir oyunu piyasaya sürdü.
- ulus
- people
This is what they have in common with other peoples.
- Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.
- Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
- ulus
- peoples
Esperanto is the most simple and neutral international language for the peoples in the world.
- Esperanto, dünya halkları için en basit ve tarafsız uluslararası dildir.
This is what they have in common with other peoples.
- Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
- ulus
- nationality
- ulus
- country
The government has declared three days of national mourning. Flags across the country have been lowered to half-mast.
- Hükümet üç günlük ulusal yas ilan etti. Ülke genelinde bayraklar yarıya indirildi.
I know, too, that Islam has always been a part of the story of the United States. The first nation to recognize my country was Morocco.
- Ben de İslam'ın her zaman ABD'nin hikayesinin bir parçası olduğunu biliyorum. Ülkemi tanıyan ilk ulus Fas'tı.
- ulus
- commonwealth
Barbados is a member of the Commonwealth.
- Barbados, İngiliz Uluslar Topluluğu üyesidir.
- ulus
- commonweal
Barbados is a member of the Commonwealth.
- Barbados, İngiliz Uluslar Topluluğu üyesidir.
- ulus
- nation, people millet
