Tom heard wolves howling.
- Tom kurtların ulumalarını duydu.
The howls grew louder and louder.
- Ulumalar gittikçe yükseldi.
I heard a wolf howling.
- Bir kurt uluması duydum.
Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.
- Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
A nation need not necessarily be powerful to be great.
- Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.
We need a forward-looking leader to make this country great again.
- Bu ülkeyi yine ulu yapmak için ileri görüşlü bir öndere ihtiyacımız var.
I think it's highly unlikely that we'll ever get any help from the national government.
- Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
He spoke to the nation on August eighth.
- Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
The dogs were howling at the moon.
- Köpekler Ay'a uluyorlardı.
The howls grew louder and louder.
- Ulumalar gittikçe yükseldi.