ulaşmaya

listen to the pronunciation of ulaşmaya
التركية - الإنجليزية
to get through
ulaş
{f} reach

You can reach the village by bus. - Otobüsle köye ulaşabilirsin.

We will reach London before dark. - Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.

ulaş
got through

What you said really got through to Tom. - Söylediğin gerçekten Tom'a ulaştı.

ulaş
{f} arriving

The storm prevented us from arriving on time. - Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.

The storm prevented her from arriving on time. - Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.

ulaş
attain

She attained her success through hard work. - Başarısına çok çalışarak ulaştı.

They attained their goal. - Onlar hedeflerine ulaştılar.

ulaş
get through

I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through. - Telefonda sana ulaşmaya çalıştım,ancak bu mümkün olmadı.

I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through - Ben sana telefonla ulaşmaya çalıştım ama başaramadım.

ulaş
{f} reaching

After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain. - Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.

I succeeded in reaching the top of the mountain. - Dağın tepesine ulaşmayı başardım.

ulaş
{f} total

The total bill for drinks came up to 7000 dollars. - İçecekler için toplam fatura 7000 dolara ulaştı.

Our team achieved five medals in total. - Ekibimiz toplamda beş madalyaya ulaştı.

ulaş
gotten through
ulaş
got at
ulaş
arrive

Yesterday I arrived in Tokyo. - Dün Tokyo'ya ulaştım.

We arrived at Viracopos at one o'clock in the morning. - Viracopos'a sabah saat birde ulaştık.

ulaş
{f} totaled
ulaş
get at

He is too short to get at the book on the shelf. - Raftaki kitaba ulaşamayacak kadar çok kısa.

He was too short to get at the grapes. - Üzümlere ulaşamayacak kadar kısaydı.

ulaş
run into
ulaş
arrive in

When did you arrive in Boston? - Boston'a ne zaman ulaştın?

Your letters arrive in two days. - Mektuplarınız iki gün içinde ulaşır.

ulaşmaya
المفضلات