Their losses reached one million yen.
- Zararları bir milyon yene ulaştı.
She's too short to reach the top.
- O,tepeye ulaşamayacak kadar çok kısadır
What you said really got through to Tom.
- Söylediğin gerçekten Tom'a ulaştı.
The storm prevented her from arriving on time.
- Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.
The storm prevented us from arriving on time.
- Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.
She attained her success through hard work.
- Başarısına çok çalışarak ulaştı.
They attained their goal.
- Onlar hedeflerine ulaştılar.
I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through
- Ben sana telefonla ulaşmaya çalıştım ama başaramadım.
I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through.
- Telefonda sana ulaşmaya çalıştım,ancak bu mümkün olmadı.
They succeeded in reaching the mountain summit, but had an accident when coming back down.
- Dağın zirvesine ulaşmayı başardılar, ama geri inerken bir kaza geçirdiler.
We have had difficulty reaching you by phone.
- Sana telefonla ulaşmakta zorluk çektik.
Our team achieved five medals in total.
- Ekibimiz toplamda beş madalyaya ulaştı.
The total bill for drinks came up to 7000 dollars.
- İçecekler için toplam fatura 7000 dolara ulaştı.
You should arrive at school before nine.
- Okula saat dokuzdan önce ulaşmalısın.
We waited but he failed to arrive.
- Biz bekledik ama o ulaşamadı.
He is too short to get at the book on the shelf.
- Raftaki kitaba ulaşamayacak kadar çok kısa.
He wasn't tall enough to get at the ceiling.
- O, tavana ulaşmak için yeterince uzun değildi.
I believe she'll arrive in a short time.
- Ben onun kısa sürede ulaşacağına inanıyorum.
I'll arrive in Boston at about 2:30.
- Yaklaşık 2.30'da Boston'a ulaşacağım.