التركية - التركية
تعريف ucubeler في التركية التركية القاموس.
- ucube
- Çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan şey
- ucube
- Çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan şey: "Bakımsızlıktan, pislikten yaralı bereli, karınları şiş, yüzleri sarı, sıska iki ucube hâlinde süründükten sonra ölmüşler."- H. E. Adıvar
- ucube
- Hiç görülmemiş, alışılmamış,şaşılacak veya yadırganacak şey
المصطلحات ذات الصلة
التركية - الإنجليزية
تعريف ucubeler في التركية الإنجليزية القاموس.
- ucube
- freak
Don't call them freaks.
-Onlara ucubeler demeyin.
Don't call us freaks.
-Bize ucubeler demeyin.
- ucube
- freak of nature
- ucube
- teras
- ucube
- monstrosity
- ucube
- monstrosity, freak, freak of nature
- ucube
- monstrosity, monster; hideous-looking thing
- ucube
- freak, freak of nature, monstrosity
- ucube
- monster
This is not a spider, it's a monster!
-Bu örümcek değil bir ucube!
Just between you and me, she is, in fact, a monster.
-Sadece seninle benim aramda, o aslında bir ucube.
المصطلحات ذات الصلة
ucubeler
Resimler
السابق
المفضلات