تعريف u-ticaret في التركية الإنجليزية القاموس.
- u-commerce
- ticaret
- trade
The country is trying hard to make up for her trade deficit.
- Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.
Tom knows all the tricks of the trade.
- Tom ticaretin bütün hilelerini bilir.
- ticaret
- commerce
Electronic commerce began to spread rapidly.
- Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.
The soul of commerce is upright dealing.
- Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.
- Ticaret odası
- chamber of commerce
Many small business owners belong to a chamber of commerce.
- Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.
- ticaret
- mercantile
- gümrük ve ticaret bakanlığı
- Ministry of Customs and Trade
- ticaret
- (Ticaret) trafficking
- ticaret
- business
Tom majored in business.
- Tom ticarette uzmanlaştı.
Slavery was a lucrative business.
- Köle ticareti kazançlı bir işti.
- adil ticaret
- (Ticaret) fair trade
- dürüst ticaret
- (Ticaret) fair trade
- elektronik ticaret
- (Bilgisayar) e-commerce
- ticaret
- (Ticaret) retail
- ticaret
- tradership
- ticaret
- dealing
The soul of commerce is upright dealing.
- Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.
Did you know Tom was dealing drugs?
- Tom'un uyuşturucu ticareti yaptığını biliyor muydun?
- ticaret
- (Ticaret) deal
They deal in rice at that store.
- Onlar o dükkânda pirinç ticareti yapıyorlar.
He deals in furniture.
- O, mobilya ticareti yapar.
- dünya Ticaret örgütü
- (Ticaret) World Trade Organisation
- dış ticaret
- Foreign trade, external trade
- dış ticaret
- Foreign trade
My father is engaged in foreign trade.
- Babam dış ticaretle uğraşır.
He has been engaged in foreign trade for twenty years.
- O yirmi yıldır dış ticaretle uğraşıyor.
- dış ticaret müsteşarlığı
- Secretariat of foreign trade
- dış ticaret sorumlusu
- Foreign trade manager
- dış ticaret uzmanı
- (İdari Yönetim) Foreign trade specialist
- dış ticaret şirketi
- Foreign trade company
- istanbul ticaret odası
- İstanbul chamber of commerce
- sanayi ve ticaret bakanlığı
- Ministry of Industry and Commerce
- sanayi ve ticaret müdürlüğü
- Department of Industry and Commerce
- serbest ticaret antlaşması
- Free trade agreement
- serbest ticaret bölgesi
- (Ticaret) free trade area
- tarife dışı ticaret politikası önlemleri
- (Ticaret) non-tariff common commercial policy measures
- ticaret gemisi sahibi
- merchant ship owner
- ticaret malı
- commercial property
- ticaret meslek lisesi
- vocational trade high school
- ticaret müdürü
- commercial manager
- ticaret politikası önlemleri
- (Ticaret) commercial policy measures
- ticaret sicili
- Trade registry
- ticaret sicili gazetesi
- (Ticaret) Trade Registry Journal