The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
The old iron pipe was full of rust.
- Eski demir boru pas doluydu.
The plumber pumped out the water in order to drain the pipe.
- Tesisatçı boruyu boşaltmak için suyu dışarı pompaladı.
Mary's wedding ring was swept down the drain while she was washing her hands.
- Mary ellerini yıkarken alyansı su borusuna kaçtı.
Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
- Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.
The oil pipeline is leaking.
- Petrol boru hattı sızıntı yapıyor.