uğraşılan

listen to the pronunciation of uğraşılan
التركية - الإنجليزية
striven
dealt
uğraş
{i} occupation
uğraş
strove
uğraş
{i} avocation
uğraş
{i} endeavor

I wish you the best of luck in your next endeavor. - Bir sonraki uğraşında sana iyi şanslar diliyorum.

ikna edilmeye uğraşılan
jawboned
uğraş
fight
uğraş
career
uğraş
dealt

Have you ever dealt with a problem like this? - Sen hiç böyle bir sorunla uğraştın mı?

That's how we dealt with it. - O, bizim onunla nasıl uğraştığımızdır.

uğraş
cope with
uğraş
{f} striven
uğraş
struggle on
uğraş
dealt with
uğraş
employment
uğraş
strive
uğraş
pursuit
uğraş
deal

I have no time to deal with you. - Sizinle uğraşacak vaktim yok.

Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea. - Kanser hastaları sıklıkla bulantı nöbetlerini azaltmakla uğraşmak zorundadır.

uğraş
deal with

Such a problem is hard to deal with. - Böyle bir sorun ile uğraşmak zordur.

Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea. - Kanser hastaları sıklıkla bulantı nöbetlerini azaltmakla uğraşmak zorundadır.

uğraş
profession

I love dealing with professionals. - Profesyonellerle uğraşmayı seviyorum.

uğraş
{f} striving
uğraş
struggle

I struggled to get out of the subway. - Metrodan inmek için uğraştım.

We struggled with it for a while. - Bir süre boyunca onunla uğraştık.

uğraş
attend to

I have other things to attend to. - Uğraşacağım başka şeylerim var.

uğraş
cope
uğraş
pastime

In my opinion, Tatoeba is a pleasant and instructive pastime. - Bence Tatoeba hoş ve eğitici bir uğraştır.

uğraş
{f} dealing

I'm tired of dealing with this problem. - Bu sorunla uğraşmaktan bıktım.

I love dealing with professionals. - Profesyonellerle uğraşmayı seviyorum.

uğraş
engagement
uğraş
exertion
uğraş
toil
uğraş
striving, struggle, endeavor, strong and determined effort or exertion
uğraş
resource
uğraş
tug
uğraş
(Hukuk) (iş veya mesleği kapsar) occupation
uğraş
wrestle
uğraş
endeavour [Brit.]
uğraş
occupation, work
uğraş
profession, occupation, pursuit; struggle, fight
uğraş
{i} endeavour
التركية - التركية

تعريف uğraşılan في التركية التركية القاموس.

Uğraş
meşguliyet
Uğraş
Uğraş
meslek
uğraş
Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba, mücadele
uğraş
Bir insanın yaptığı iş veya meslek, meşguliyet
uğraşılan
المفضلات