Bir daktilocu olarak part-time bir iş aldı.
- She got a part-time job as a typist.
Kız kardeşim iyi bir daktilocu.
- My sister is a good typist.
Mary bir daktilocu oldu.
- Mary became a typist.
O, bir daktilo memuru olarak bir iş buldu.
- She found a job as a typist.
Katip hatayı silmeye çalıştı.
- The typist tried to erase the error.
O bir katip olarak işe girdi.
- She got a job as a typist.