type of jacket

listen to the pronunciation of type of jacket
الإنجليزية - التركية

تعريف type of jacket في الإنجليزية التركية القاموس.

smoking
dumanlama
smoking
(Gıda) tütsüleme
smoking
{f} sigara iç

Ne söylersen söyle sigara içmeyi sürdüreceğim. - I will keep on smoking no matter what you say.

Sigara içmeyi bırakmalısın. - You must stop smoking.

smoking
çilim çekme
smoking
çilim çeken
smoking
sigara içerek

O, sigara içerek kendini hasta ediyor. - He's making himself sick by smoking cigarettes.

Sigara içerek oturdum. - I sat smoking a pipe.

smoking
{s} sigara içen

Tom, sigara içilmesi yasak yerlerde sigara içen insanlardan hoşlanmaz. - Tom doesn't like people who smoke in no smoking areas.

Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek. - After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner.

smoking
{i} tütme
smoking
{i} sigara içme

Sigara içmeyi bırakmalısın. - You must give up smoking.

Sigara içmeyi bıraktım. - I'm giving up smoking.

smoking
{s} sigara içilen

Sigara içilen bölümde bir koltuk istedim. - I asked for a seat in the smoking section.

ABD'de bir restorana girerken seçeneğin vardır, sigara içilen ya da sigara içilmeyen yerde oturmak. - In the U.S., you have the option, when you enter a restaurant, to sit in the smoking or non-smoking section.

smoking
{s} duman çıkaran
smoking
{s} tüten

Ev kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir. - The word house evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family.

smoking
smoke tütsüle/tüt/iç
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} smoking
type of jacket

    الواصلة

    type of jack·et

    التركية النطق

    tayp ıv cäkıt

    النطق

    /ˈtīp əv ˈʤakət/ /ˈtaɪp əv ˈʤækət/
المفضلات