two times

listen to the pronunciation of two times
الإنجليزية - التركية
iki kez

İki kez otobüs değiştirmek zorundayım. - I have to change buses two times.

Kyoto'da iki kez bulundum. - I've been to Kyoto two times.

iki misli
iki katı
two times two is four
iki kere iki dört
twice
iki kere

O iki kere düşünmezdi. - He wouldn't have thought twice.

Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder. - A book worth reading is worth reading twice.

twice
iki katı

Benim iki katım kadar yaşlıdır. - He is twice as old as I.

Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük. - Your income is about twice as large as mine is.

twice
iki kez

Komite ayda iki kez toplanır. - The committee meets twice a month.

Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım. - I've climbed Mt. Fuji twice.

twice
iki defa

Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin. - You don't have to tell Tom twice to do something.

İki defa Fuji Dağı'na tırmandım. - I've climbed Mt. Fuji twice.

twice
köhne
twice
çok söylenmiş
twice
twice iki defa söylenmiş
twice
eskimiş
twice
iki kat, iki misli
two time
ikili oynamak
two time
ihanet etmek
two time
faka bastırmak
two time
aldatmak (eş)
two time
aldatmak
الإنجليزية - الإنجليزية
twice, on two different occasions
twice

I only used it twice. - I've only used this two times.

This bridge is twice the length of that one. - This bridge is two times the length of that bridge.

two times
المفضلات