twenty, 20 (number)

listen to the pronunciation of twenty, 20 (number)
الإنجليزية - التركية
yirmi, 20 (sayı)
score
{i} skor

Tom'un mükemmel bir skoru var. - Tom got a perfect score.

İlk yarıda skor neydi? - What was the score at halftime?

score
{i} puan

O, sınavda 85 puan aldı. - He scored 85 on the exam.

Yerleşmek için bir puanımız var. - We have a score to settle.

score
{f} partisyon yazmak
score
eleştirmek
score
(arg.) sikişmek
score
sebep
score
(gol) atmak
score
hesap
score
yirmi sayısı
score
(başarı/zafer/ödül/vb.) kazanmak
score
günün olayları
score
çetele kertiği ile tutulan hesap
score
{f} notaya geçirmek
score
{f} şanslı olmak
score
{f} çizmek
score
{f} değerlendirmek
score
{f} çentiklemek
score
yir

Takımın en iyi forveti geçen sezon yirmi üç gol attı. - The team's best striker scored twenty-three goals last season.

score
{i} durum
score
{i} (oyunda) sayı, puan, skor: What's the score? Kaça kaç?/Durum nedir?
الإنجليزية - الإنجليزية
score