tutumsuzca

listen to the pronunciation of tutumsuzca
التركية - الإنجليزية
improvident
failing to provide for the future; reckless
lacking foresight or thrift
not given careful consideration; "ill-considered actions often result in disaster"; "an ill-judged attempt"
incautious; prone to rashness
too careless to save any money or to plan for the future
{s} careless, lacking foresight; wasteful, not saving up for future needs
not provident; not providing for the future
Not provident; wanting foresight or forethought; not foreseeing or providing for the future; negligent; thoughtless; as, an improvident man
tutum
manner

Dr. Jackson has a good bedside manner. - Dr Jackson'ın hastalara karşı iyi bir tutumu var.

Tom has no manners at all. - Tom'un hiç tutumu yok.

tutum
attitude

I dislike her unfriendly attitude. - Onun düşmanca tutumunu sevmiyorum.

Tom needs to change his attitude. - Tom'un tutumunu değiştirmesi gerekiyor.

tutum
{i} stance

One speech, one particular stance, one wrong statement can change everything all of a sudden. - Bir konuşma, bir tutum, hatalı bir açıklama bir anda her şeyi değiştirebilir.

He took an uncertain stance. - O değişken bir tutum takındı.

tutum
{i} Providence
tutum
{i} behavior
tutum
line of conduct
tutum
demeanour
tutum
posture
tutum
(Teknik,Tekstil) feel
tutum
geste
tutum
stand
tutum
(Politika, Siyaset) action
tutum
conduct
tutum
behave
tutum
(Tekstil) hand
tutum
position
tutum
{i} demeanor
tutum
economy
tutum
spirit
tutum
frugality
tutum
saving
tutum
complexion
tutum
thrift
tutum
thriftiness
tutum
psych. attitude
tutum
thrift, economy
tutum
attitude, demeanour; manner, conduct; thrift, economy, frugality
tutum
carriage
tutum
behaviour [Brit.]
tutum
sparingness
tutum
manner of conduct, way of behaving
tutum
(Hukuk) action, policy, stance
tutum
{i} behaviour

The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary. - Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi.

tutum
slant
tutum
(Tekstil) handle
التركية - التركية

تعريف tutumsuzca في التركية التركية القاموس.

Tutum
idare
tutum
Tutulan yol, davranış
tutum
Tutulan yol, davranış: "Anlayışsızlıklarınız ve yanlış tutumlarınız yüzünden beni inatçı sanıyorsunuz."- T. Buğra
tutum
Aşırı harcamalardan sakınma, iktisat, ekonomi
tutumsuzca
المفضلات