tutum

listen to the pronunciation of tutum
التركية - الإنجليزية
manner

Dr. Jackson has a good bedside manner. - Dr Jackson'ın hastalara karşı iyi bir tutumu var.

Tom has very good manners. - Tom çok iyi tutuma sahip.

attitude

Tom doesn't like Mary's attitude. - Tom Mary'nin tutumunu sevmiyor.

Tom needs to change his attitude. - Tom'un tutumunu değiştirmesi gerekiyor.

line of conduct
demeanour
posture
(Teknik,Tekstil) feel
geste
stand
(Politika, Siyaset) action
conduct
behave
(Tekstil) hand
position
psych. attitude
thrift, economy
behavior
demeanor
Providence
attitude, demeanour; manner, conduct; thrift, economy, frugality
carriage
behaviour [Brit.]
sparingness
manner of conduct, way of behaving
(Hukuk) action, policy, stance
{i} stance

He took an uncertain stance. - O değişken bir tutum takındı.

One speech, one particular stance, one wrong statement can change everything all of a sudden. - Bir konuşma, bir tutum, hatalı bir açıklama bir anda her şeyi değiştirebilir.

economy
spirit
frugality
saving
complexion
thrift
thriftiness
{i} behaviour

The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary. - Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi.

slant
(Tekstil) handle
tutum belirlemek
(Politika, Siyaset) take a stand
tutum ölçeği
(Dilbilim,Pisikoloji, Ruhbilim) attitude scale
tutum ayırmacı
(Dilbilim) attitudional disjunct
tutum değişikliği
manner change
tutum sınavı
(Dilbilim) attitude test
tutum takınmak
take a stance
tutum takınmak
have an attitude
tutum ölçekleri
manner scales
askeri tutum
(Askeri) military posture
bilimsel tutum
(Pisikoloji, Ruhbilim) scientific attitude
dolgun tutum
(Teknik,Tekstil) full handle
dolgun tutum
(Teknik,Tekstil) firm handle
olumsuz tutum
negative attitude
tutumlar
attitudes

With these stupid attitudes, Maria only proves her own arrogance. - Bu aptalca tutumlar ile, Maria sadece kendi kibrini kanıtlıyor.

Such attitudes cannot be tolerated in our society. - Böyle tutumlar toplumumuzda hoşgörülemez.

bakım tutum
Repair and maintance
adil tutum
fair approach
adil tutum
fair conduct
dilsel tutum
(Dilbilim) language attitude
dolgun tutum
full handle, firm handle
hastaya karşı tutum
bedside manner
hışırtılı tutum
crunchy handle, scroopy feel
katı tutum
hard line
ortak tutum
(Hukuk) Common Position, Joint Position
ortak tutum izlemek
(Hukuk) to proceed by common action
sert tutum
harsh feel
somut tutum
(Pisikoloji, Ruhbilim) concrete attitude
soyut tutum
(Pisikoloji, Ruhbilim) abstract attitude
ticari tutum
commercialism
tok tutum
firm handle, full handle
التركية - التركية
Tutulan yol, davranış
Tutulan yol, davranış: "Anlayışsızlıklarınız ve yanlış tutumlarınız yüzünden beni inatçı sanıyorsunuz."- T. Buğra
Aşırı harcamalardan sakınma, iktisat, ekonomi
idare
tutum
المفضلات