tutukladı

listen to the pronunciation of tutukladı
التركية - الإنجليزية
apprehended

The policeman apprehended the murderer and handcuffed him. - Polis katili tutukladı ve onu kelepçeledi.

{a} caught, conceived, feared
past of apprehend
fully understood or grasped; "dangers not yet appreciated"; "these apprehended truths"; "a thing comprehended is a thing known as fully as it can be known"
tutukla
apprehend

The police expect to apprehend the robber before nightfall. - Polis hava kararmadan önce soyguncuyu tutuklayacağını umuyor.

The FBI tried to apprehend Dan, but he managed to escape. - FBI Dan'ı tutuklamaya çalıştı ama o kaçmayı başardı.

tutukla
take into custody
tutukla
arrest
tutukla
impound
tutukla
apprehended

The criminal was apprehended by an off-duty policeman. - Suçlu görev dışı polis memuru tarafından tutuklandı.

The criminals have all been apprehended. - Suçluların hepsi tutuklandı.

tutukladı
المفضلات