Başka herkes gece için evine gitti.
- Tutti gli altri sono andati a casa per la notte.
Neden herkes Tom'a dik dik bakıyor?
- Perché tutti stanno fissando Tom?
Bütün barlar kapalı mı?
- I bar sono tutti chiusi?
Bütün sınavlarını bitirdi.
- Ha finito tutti gli esami.
Tüm bu filmler sıkıcı.
- Tutti questi film sono noiosi.
Obua tüm nefesli enstrümanların en güzelidir.
- L'oboe è il più bello di tutti gli strumenti a fiato.
Aşk, harika bir duygu, herkese hayatında günün birinde gelir.
- L'amore, un sentimento meraviglioso, arriva per tutti a un certo punto della vita.
Herkesin önünde birinin eşini öpmek bazı ülkelerde normal bir davranış olarak düşünülmektedir.
- Baciare il proprio coniuge davanti a tutti è considerato un comportamento normale in alcuni paesi.
Herkesin sırlarımı öğrenmesi sence adil mi?
- Secondo te è giusto che tutti apprendano i miei segreti?
Onların hepsini yedim.
- Li ho mangiati tutti.
Tom'un o kadar çok arkadaşı var ki onların hepsinin isimlerini hatırlayamıyor.
- Tom ha così tanti amici che non riesce a ricordare tutti i loro nomi.
All cats are grey in the dark.
- Di notte tutti i gatti sono grigi.
At night all cats are grey.
- Di notte tutti i gatti sono grigi.