التركية - الإنجليزية
تعريف tutsak في التركية الإنجليزية القاموس.
- prisoner
You're not a prisoner here.
-Sen burada tutsak değilsin.
Grant took 14,000 prisoners.
-Grant, 14.000 tutsak aldı.
- captive
- prisoner of war, captive
- prisoner; captive; in chains
- hostage
Dan finally released his hostage after two days of captivity.
-Dan iki günlük tutsaklıktan sonra nihayet rehinesini serbest bıraktı.
The fate of the hostages depends on the result of the negotiation.
-Tutsakların kaderi görüşmenin sonucuna göre değişir.
- in chains
The prisoner is in chains.
-Tutsak zincirle bağlıydı.
- tutsak olmak
- prisoners to be
- tutsak etmek
- to capture
- tutsak etmek
- capture
- dişi tutsak
- female prisoners
- müfreze; alıkonulan, tutsak
- (Askeri) detachment; detainee
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف tutsak في التركية التركية القاموس.
- (Hukuk) Esir;savaşta esir alınan kimse
- Gitmesine engel olunan, serbestçe hareketine engel olunan
- Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse
- Savaşta ele geçen düşman, esir
- esir
- tutsak pazarı
- Tutsakların köle gibi alınıp satıldığı yer, esir pazarı