tutarlılık

listen to the pronunciation of tutarlılık
التركية - الإنجليزية
consistency

I think phosphoric acid has the same color and consistency as coconut oil. - Ben fosforik asitin Hindistan cevizi yağı ile aynı renk ve tutarlılıkta olduğunu düşünüyorum.

That's what we call consistency. - Ona tutarlılık diyoruz.

consistence
consistency; coherence
concurrency
stability
coordination
(Dilbilim) cohesion
aplomb
constancy
consistency of
coherence
tutarlı
consistent

In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral. - Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.

He said, that the slavic mythology wasn't such a consistent system like greek or roman mythology. - O, Slav mitolojisinde Yunan veya Roma mitolojilerindeki gibi böyle tutarlı bir düzen olmadığını söyledi.

tutarlık, tutarlılık
consistency, consistence, coherence
tutarlı
{s} logical
tutarlı
modest
tutarlı
steady
tutarlı
consequent
tutarlı
coherent

The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing. - Bu tartışma titiz ve tutarlı ama sonuçta inandırıcı.

Don't expect a coherent answer. - Tutarlı bir cevap beklemeyin.

tutarlı
consistent; coherent
tutarlı
consistent, coherent, consequent
tutarlı
sequacious
التركية - التركية
Tutarlı olma durumu, insicamlılık
Tutarlı olma durumu, insicamlılık: "Bu örnekleri sırf tutarlılıkları bakımından takdir etmemek haksızlık olur."- H. Taner
insicamlılık
tutarlı
Aralarında çelişme bulunmayan, uygun, her yönden bağdaşmış, dengeli, insicamlı