The band are very excited about their upcoming tour.
- Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.
What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
- Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
Only in the second round the Communist Party told to the working class: Do not vote the right wing.
- Sadece ikinci turda Komünist Partisi, işçi sınıfının söyledi: sağ kanada oy vermeyin.
That last round of chemo really sapped his energy.
- Bu son kemoterapi turu gerçekten onun enerjisini çökertti.
Let's go for a spin around the park.
- Park civarında şöyle bir tur atalım.
We've reported the bus driver to the tour company.
- Otobüs şoförünü tur şirketine bildirdik.
Let's take a short drive this afternoon.
- Bu öğleden sonra kısa bir araba turu atalım.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
In our city, tourists are an important source of revenue.
- Şehrimizde turistler önemli bir gelir kaynağıdır.
Tom and Mary watched John swim laps.
- Tom ve Mary John'un yüzme turu attığını izledi.
How many laps do you swim every day?
- Günde kaç tur yüzersin?
I am wearing an orange t-shirt and green pants.
- Turuncu bir tişört ve yeşil pantolon giyiyorum.
Tom likes to wear brightly colored orange pants.
- Tom parlak renkli turuncu pantolon giymeyi seviyor.
Do you have a package tour?
- Paket turunuz var mı?
Then to Hanukkah's mild surprise a voice rose up and, with laconic precision, likened this rumored brother Alp to the secretion on the nether parts of a she-tur.