tumturaklı

listen to the pronunciation of tumturaklı
التركية - الإنجليزية
tumid
stilted

She expresses herself in a rather stilted manner. - O kendini oldukça tumturaklı bir şekilde ifade eder.

Tom's translation sounded rather stilted. - Tom'un çevirisi oldukça tumturaklı görünüyordu.

pompous, bombastic, high-flown, stilted, turgid
(üslup) highfaluting
high flown
pretentious and inflated (words, writing, speech)
bombastic
rhetorical

It was a rhetorical question. - Bu tumturaklı bir soruydu.

Tom started to answer the question and then realized it was a rhetorical question. - Tom soruya cevap vermeye başladı ve sonra onun tumturaklı bir soru olduğunu fark etti.

rotund
grandiloquent
{s} sonorous
turgid
pompous
fustian
orotund
magniloquent
flowery
tumturaklı konuşan kimse
spouter
tumturaklı konuşma
magniloquence
tumturaklı konuşmak
spout
tumturaklı konuşmak
pontificate
tumturaklı konuşmak
pontify
tumturaklı oluş
rotundity
tumturaklı söz
bombast
التركية - التركية
Anlama bir şey katmayan, bir anlam bildirmeyen ama kulağa hoş gelen, gösterişli
Bir anlam bildirmeyen , anlama bir şey katmayan ama kulağa hoş gelen söz ve anlatımı ifade eder
TUMTURAKLI
Anlama bir şey katmayan, bir anlam bildirmeyen ama kulağa hoş gelen, gösterişli: "Yüzlerce garson ve aşçı, adları tumturaklı aşlar pişiriyorlardı."- Halikarnas Balıkçısı
tumturaklı
المفضلات