troublesome; vexatious; rigorous

listen to the pronunciation of troublesome; vexatious; rigorous
الإنجليزية - التركية
zahmetli, eziyetli, titiz
angry
öfkeli

Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme. - Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.

Öfkeli kalabalık binaya saldırdı. - The angry mob attacked the building.

angry
{s} kızmış

Yumiko biraz kızmıştı. - Yumiko was a little angry.

Başkan Jefferson kızmıştı. - President Jefferson was angry.

angry
kızgın

Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın! - The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!

Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say. - When angry, count ten; when very angry, a hundred.

angry
sinirli

Sinirli olmadığını umut ediyorum. - I hope that you are not angry.

Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi. - Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.

angry
{s} hiddetli

Oldukça hiddetli görünüyorsun. - You look pretty angry.

angry
kabarmış
angry
(hava) fırtınalı
angry
gazaplı
angry
darılmak
angry
dargın
angry
{s} hırslı
angry
gazapla
angry
angrily hiddetle
angry
angry about a thing bir meseleden dolayı darılmış
angry
(sıfat) kızgın, kızmış, hırslı, öfkeli, hiddetli, iltihaplı, kızarmış, fırtınalı
angry
{s} kızarmış
angry
gücenmiş darılmış
angry
{s} fırtınalı
الإنجليزية - الإنجليزية
angry
troublesome; vexatious; rigorous
المفضلات